İlk başta kitap bloğumda bugün sevgili Nilgün'ün hediyesi, "Er Mektubu Görülmüştür" adlı kitabı paylaştım. Ziyaretinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. ilhanucer.blogspot.com
Baharın geldiğini çarşı, pazardaki yaz sebze ve meyvelerinin bolluğundan anlıyorum. Bütün kış ve yaz sebzeleri tezgahlarda yan yana. İyi mi, kötü mü bilemiyorum. Çoğu bütün sene bulunabiliyor. Ama bazıları da çok kısa süreli görünüp kayboluyorlar. Bugün paylaşacağım bu tarifteki kullandığım iç bakla da bunlardan biri.
Bu yemekteki bütün malzemeler zaten baharı çağrıştırıyor. İç bakla, enginar, taze bezelye, taze nane, dereotu, taze soğan. Çok da lezzetli oldu.
1 paket iç baklayı yıkadıktan sonra kabuklarını soyuyoruz. Bahsetmiştim daha önce Gülden hem de severek yaptı bu işi. Niye sevdi diye bir soru gelebilir aklınıza. Çünkü sigarayı bıraktı böyle oyalayıcı işler iyi geliyor ona. :))))
Taze bezelyemizi de yıkayıp ayıklıyoruz.
Bu tarifi paylaşmamın asıl nedeni malzemelerin yaz sebzelerinden oluşmasıydı. Tarif kısmını herkes biliyor zaten. Ben bezelyeyi biraz haşladım önce çünkü geçen sene taze bezelyeyle bir keresinde bayağı boğuşmuştum gene de sert kalmıştı. Belki cinsindendi. Kuru soğanı kavuruyoruz, iç bakla ve kuşbaşı doğradığımız enginarı da atıyoruz tencereye ve kavurmaya devam ediyoruz. Taze soğanlarımızı ve haşladığımız bezelyeleri de koyuyoruz. Şekerini ve tuzunu ayarlıyoruz. Bir bardak kadar sıcak su koyup tencerenin kapağını kapatıp sebzeler yumuşayıncaya kadar pişiriyoruz. Ocağı kapatmadan önce kıydığımız dereotunu ve taze naneyi de serpiyoruz.
Yerken yanında taze soğan çok yakışıyor.
Enginarın yanındaki yemek ise etli sultani bezelye idi. Sultani bezelye de çok kısa süre piyasada kalıp gidenlerden. Çok da güzel oluyor. Şimdi tam zamanı galiba bolca pişirmek gerek.
No comments:
Post a Comment